Bir haber sitesinde filmin aslında bir tiyatro oyunu olarak yazıldığı ve normalde oyunun karakterlerimiz yemekleri korumak için aşağı inmeye başladığında bittiği yazıyor. Filmin sonunda ana karakterimiz bir nevi insanları kurtarabilmek için kendini feda ediyor. Açıkçası yönetmen filmin sonunu izleyicilere bırakıyor.
Bense çocuk mesaj olarak iletildikten sonra, bu mesaj aşçıları ve şefi etkileyecek. Ancak sırf bu yüzden delikte hemen bir değişiklik olacağını zannetmiyorum. Aylar içerisinde bu mesaj konuşulmaya başlanıp herkesin umut beslediği bir Efsaneye dönüşebilir. Yani adamımız ilk kıvılcımı yakmış olabilir. Belki de hiçbir şey değişmez, ben çok bir şeyin değişmeyeceğini tarafındayım. Platform yönetmenin ilk filmi, bir ilk filme göre hayli başarılı. Bazı soru işaretleri cevaplanmasa ve senaryo da eksik yerler olsa da, iyi bir film izlediğini düşünüyorum.
Bazı yerlerde de mesajlar fazla netti, filmde sesler gerçekten iyi kullanılmış. Özellikle platformun açılıp kapanma sesi insanın beynine işliyor. Filmin klostrofobik atmosferini de gerçekten sevdim. Temposu, kurgusu, gerilimi de gayet iyiydi. Umarım insanlar bu filmi çok beğendiklerini söyleyip, daha sonra yaşamlarında bu filmin eleştirdiği insan tipine bürünmezler. The Platform gerçekten son yıllarda çıkan iyi distopya filmlerinden. Sizlerde filmi hakkındaki düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın.