Yaşadığımız ülkelerin ekonomik durumunu belirleyen enflasyon faiz oranları yada yatırım yapmayı düşündüğümüz yada yatırım yapmış olduğumuz sektördeki inişler çıkışlar. Bunların hepsi aslında birbiriyle bağlantılıdır ve dünya üzerinde bulunan irili ufaklı her ülkenin ekonomik verileri ne kadar güçlü de olsa diğer ülkeleri ve aldıkları önlemleri de etkilemektedir.
Kuzey yarım kürenin en uç noktasında bulunan bir ülkede ekonomik refah seviyesi çok mükemmel olabilir ve yaşayan vatandaşlarının da ekonomik düzeyleri yüksek olabilir. Buna bağlı olarak da yapılan yatırımların çeşitliliği ve miktarı artış gösterebilir. Fakat tüm bu güzel gidişata rağmen kendisine çok uzak olan güney yarım kürede bulunan bir ülkenin ekonomik buhrana uğraması ve buna bağlı olarak da dünya bankası olan IMF den borç alması, herhangi bir ülkede savaş ya da ihtilal çıkması gibi olaylar sonucunda ekonomisi en güçlü olan devletler bile bundan etkilenmektedir.
Dünyada her ülke belirli zaman dilimlerinde ve önceden belirlenmiş olan konular hakkında o zamana kadar geçen süredeki verilerini dünya piyasalarına duyururlar. Bu verilere özellikle de ekonomisi belirli bir büyüklüğe ulaşmış ve tam bağımsızlığını sağlamış ülkeler yön vermektedir. Tüm ülkelerin belirtmiş oldukları verilere göre her ülke bunları uzmanları tarafından inceler analiz eder ve buna bağlı olarak da kendisine her türlü ihtimale karşı önlemler alır.
Yani hiçbir ülke bu anlamda tamamen bağımsız değildir ve hiçbir konuda bunları görmemezlikten gelemez.